4 Ekim 2012 Perşembe



Urbino Günlükleri 3

Birkaç gündür hiçbir şey yazamadım. Zaman sadece İstanbul gibi büyük kentlerde bu denli hunharca hızlı geçer zannederdim, yanılmışım. Zaman, burada da çok hızlı ilerliyor ve ben bu birkaç günümü yazmaya bir türlü fırsat bulamadım. Pazartesinden itibaren anlatmaya başlayacak olursam Pazartesi  günü okula kayıt yapmak için Erasmus ofise gittik ve bir hayli sıra vardı. Orda dordurulması gereken birtakım evrakları doldurduktan sonra nihayet sıra bana geldi ve orada beni Lucia adında 28 yaşlarında bir hanımefendi karşıladı. Ve bana yapmam gerekenleri anlattı. Bunun yanında bizim üniversiteden önceki yıllarda gelen Nurcan ve diğer arkadaşlarımız sayesinde bizim okulumuza tanıdık bir tavır sergiledi ve Nurcan’dan bahsettik o zaman. Bu beni ziyadesiyle mutlu etti ve Lucia gerçekten çok sıcakkanlı ve güler yüzlüydü. Onun böyle tavır sergilemesi çekilmez olan resmi işlemlerin yükünü biraz daha kolaylaştırıp içimi ferahlatıyordu. Bana aynısından 3 tane bir takım İtalyanca kağıtlar verip onları E.R.S.U’ya götürmemi ve öğrenci kartımı ordan almamı söyledi. Ayrıca Avrupa dışından gelen bir milletten olduğum için oturma izni almamı söyledi ve bunun hakkında bana birtakım bilgiler verdi. E.R.S.U’dan öğrenci kartımı aldıktan sonra İtalyanca seviyemizin ölçmek için yapılacak sınav için bize söylenilen binaya gittim. Sınav saatine daha 2 saat kadar vardı ve abdestimi alıp boş olan bir amfide oturarak namazımı kıldım ve saat 3’te E2 sınıfında sınav için hazırdım. Artık yüzlere yavaş yavaş alışıyordum ve onlar da beni tanıyordu. Birbirimize gülümsüyor, İngilizce ve yarım İtalyancamızla bir şeyler konuşmaya çalışıyorduk. Ve sınav öncesi, kısa bir bilgilendirme sunumu ve hocaların tanıtımı sonrasında artık sınav kağıtları dağıtılmıştı ve kurstan kalan bilgi kırıntılarımla sınavı tamamlayıp teslim etmiştim. Sınav sonuçları ertesi gün beli olacaktı ve hepimiz ona göre sınıflara ayrılacaktık. Sınav bittikten sonra yurda döndüm ve gündelik işlerimi yapmaya ve hayatımı anlamlandırma çabama geri döndüm. Ertesi gün sabah çok erken kalkamadığım ve sınıflarımızın belirleneceği dil kursunu bulamadığım için derse biraz geç girdim. Sınıfım a2b seviyesiydi ve bu beni doğrusu şaşırttı ve sevindirdi. Gerçekten dil için gösterilmesi gereken çabayı bir türlü gösterememiştim ve bu seviye beni bir hayli sevdindirdi. İlk günü oyun vs.aktivitelerle geçirdikten sonra ertesi gün kitaplarımızla beraber gelmemiz istenmişti. Kurstan 1’de çıkıyorduk ve saat 3’te yeni gelen erasmus öğrencileri için şehri tanıtıcı bir şehir turu yapılacaktı ve saat 3’te bu tura katıldım. Şehre ayrı bir hava katan ve adeta şehrin simgesi haline gelen ‘Ducal Palace’ ve birçok yer gezdikten sonra birbirimizden ayrıldık. Bugünü de bitmiş ve geçirilmiş sayarak yurda döndüm ve gene kendimi dinlemeye başladım.

18.09.2012


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder