Hayatta
öyle vakitler vardır ki ‘şimdi ben ne yapacağım?’ der insan, geriye dönmek
ister, bunun bir rüya olmasını diler. Fakat evet gerçektir her şey, tüm
yaşananlar. Yayından çıkan bir ok, raydan çıkan bir tren, ağızdan çıkan bir
söz… Yaşamı anlamlı kılma çabası içinde en acınacak vaziyette görürken kendimi,
artık bu anlamı bulacağım konusunda da fazlasıyla umutsuzluk içindeyim. Bu
umutsuzluk halinden rahatsız oluşum hala bu umutsuzluğu bile
içselleştiremediğim ve kabul edemediğim manasına geliyor besbelli ama ne olursa
olsun insan olarak, hele hele de bir kadın olarak hayata bakışımızdaki o
duygusal tarafı bir türlü kenara atamıyor, gerçekleri kabulden bazen çok fazla
kaçıyoruz. Gerçekler neden acıdır, ya da gerçekleri acılaştıran biz miyiz?
30.09.2012
17.30
Karanlıkta elimizde bir torba fener yürüyoruz. İçinden bir tane alıyoruz, yok... Bu değil, hala karanlık! Savuruyoruz onu. Bir daha afilli bir deneme... Nafile! Torbamızın içinde KUR'an ve SÜNNET mı ki????
YanıtlaSilSümeyra can bu arada türkiyede misin?Tabi blog üzerinden açık adres verme ;)))
Esra'cım canım ya, geç gördüm kusura bakmayasın.Yok Türkiye'de değilim,bir süre daha olmayacağım inşallah:)İtalya'dayım veda mesajımda belirttiğim üzere.Öpüyorum:)
Sil