Tam 2 ay oldu evet bu nasıl
olduğunu tanımlamakta hala zorlandığım ülkeye, şehre geleli… Hayat insanı hiç tahmin
edemediği yerlere sürükleyiveriyor ve bizler yazgımızı şaşkınlıkla izlemekle
yetinip, olayları sebep-sonuç ilişkisine bağlama çabasına giren aciz kullar
olarak hayata tutunuyoruz. Evet 2 ay… Buraya geldiğim ilk günkü hissiyat hala
kafamda capcanlı ve taze. Ve şunu anlıyorum ki, acı da çeksek doyasıya, ağzımız
kulaklarımıza varana kadar eğlensek de bu hayat geçiyor ve geçen her saniyenin
benliğimize olumlu bir katkıda bulunmasını sağlama çabası içinde olmak sanırım
bu hayatı anlamlı kılıyor. Uzun zamandır yazmıyorum, yazamıyorum, tembellik
diyelim, zamansızlık diyelim, ne dersek diyelim. Bu iki ay bana elbette birçok
şey öğretti. Bir kere Avrupalılarla ilgili okuduğum, duyduğum şeylerin
gerçekliğini gördüm ve bu bana garip gelse de bazı şeylere şaşırdım. Olamaz
dedim ve ben bunları sadece efsane niyetine abartı olarak dinlerdim dedim kendi
kendime. Burada hayata çok başka pencerelerden bakıyorsun işte. Bu insanlar
bana sanki hiç dertleri yokmuş gibi görünürken içten içe kendi ülkemi, kendi
şehrimi, kendimi sorgulama içerisine giriyor ve çok karmaşık bir dünyanın içine
giriveriyorum. Okuldan yurda gidiş-dönüş yaptığım o 1 saatlik yürüyüş sanki ben
sorgulayayım, hayal kurayım, kendimi kaybedeyim diye hayatımın içine konulmuş
bir eylem gibi. Evet burada hayat sakin burada herkes sakin, burada eğlence ve
alkolün etkisiyle atılan çığlıklardan başka çığlık duymadım ben. Burada herkes
mutlu sanki. Burada arabalar kaza yapmıyor sanki. Burada hayat pahalı sanki.
Burada kışlar çok soğuk sanki. Burada din yok sanki. Burada görkemli kiliseler
var sanki. Burada, burada… Buradan ayrılırken burası hakkında ne düşüneceğimi
ziyadesiyle merak ediyorum ve gerçekten hayata anlam vermekte artık daha çok
zorlanıyorum...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder